Positive Mood’un Oyunlaştırılmış Eğitimleriyle Firmanızın Turn-over Oranını Azaltın

Düşün: her ay biri gidiyor.
İK “işe alım süreci” diye çırpınıyor.
Yöneticiler “neden kimse kalıcı olmuyor?” diye homurdanıyor.
Ve içeride kalanlar da “bir tek ben mi hâlâ buradayım?” diye sessizce CV güncelliyor.
Turn-over oranı yüksek olan şirketler sadece çalışan kaybetmez; hafıza kaybeder, bağlılık kaybeder, marka kültürünü kaybeder.
Ama bu kronik göçü durdurmanın bir yolu var: çalışan deneyimini güçlendirmek.
Biz de Positive Mood olarak tam bu noktada sahneye çıkıyoruz.
Oyunlaştırılmış eğitimlerle, şirketin yalnızca “işyeri” değil, bir “aidiyet yeri” olmasını sağlıyoruz.
Oyunlaştırılmış Eğitimler Ne Değil?
Sakın “herkese renkli kartlar dağıttık, hadi bakalım oyun oynayalım” gibi düşünme.
Oyunlaştırma burada bir çocukluk hali değil, bir pedagojik araç.
Amacımız kimseyi oyalamak değil; herkesin “kendini” ve ekibini sahici şekilde deneyimlemesini sağlamak.
Bizde oyunlaştırma,
- Karar verme anları yaratır
- Güvenli çatışma alanı açar
- Takım içinde görünmeyen rolleri ortaya çıkarır
- En önemlisi de: insanı merkeze koyar
Peki, Bu Eğitimler Neler?
Liderlik Becerileri Eğitimi
Sahneye çıkan sadece oyuncular değil. Liderler de doğaçlamayı öğreniyor.
Bu eğitimde yöneticiler sadece yön vermeyi değil, dinlemeyi, alan açmayı ve ekip içindeki görünmeyen gerilimleri görmeyi deneyimliyor.
Ve evet, bazen müdür ağlıyor.
Çünkü empati kurmak bazen o koltuğun ağırlığını bırakmayı gerektiriyor.
Oyunlaştırılmış Sürdürülebilirlik Atölyesi
“Geri dönüşüm kutusuna pet attım, artık sürdürülebilirim”cileri biraz üzebilir ama…
Bu atölyede mesele plastik değil; davranışın sürdürülebilirliği.
İklim kriziyle baş etmek, kurum kültürünü dönüştürmekle başlar.
Bu atölye, sorumluluğu eğlenceli ama ciddi bir zemine taşıyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Atölyesi
Oyun dediğimiz şey bazen aynadır.
Ve bu atölye, kurumlarda “eşitiz ya zaten” cümlesini duyup geçmeyenler için.
Rollerle yüzleşiyoruz, önyargıları giyip çıkarıyoruz.
Ve çoğu zaman fark etmediğimiz küçük ayrımların büyük duygular doğurduğunu birlikte izliyoruz.
Devam ediyorum… (örneklerle kalan 5 eğitimle birlikte yazıyı sürdüreceğim)
İş Hayatında İlişkiler Atölyesi
Burada “profesyonellik” maskesi indiriliyor.
Herkesin birbirine gülümsediği ama kimsenin kimseye gerçekten bir şey demediği iş ortamları sahneye taşınıyor.
Katılımcılar bir anda toplantı odasını değil, duygularını yönetmeyi konuşuyor.
Çünkü iş hayatı sadece “ne yapıyoruz” değil, “nasıl hissediyoruz” sorusuyla da ilgili.
Kurumsal Değerler Atölyesi
Web sitenizde yazan 5 değeri ekipten say deseniz kaçı hatırlanır?
Biz bu değerleri kartlara, sahnelere, metaforlara dönüştürüyoruz.
Böylece sadece yazılan değil, yaşatılan değerler oluşuyor.
Eğitimin sonunda herkes, “biz kimiz ve neden buradayız?” sorusuna kendi cevabını buluyor.
İletişim Eğitimi
“Ya ben demek istemiştim ki…”
Cümlesi herkesin arkasından gelen pişmanlığın sesi.
Bu eğitimde insanlar konuşmayı değil, duymayı; hak vermeyi değil, alan tanımayı öğreniyor.
Ve bazen sadece bir göz teması, tüm iletişimi yeniden başlatıyor.
Duygusal Dayanıklılık Eğitimi
“İş ayrı, özel hayat ayrı” denince biz hafifçe gülümsüyoruz.
Çünkü duygular ayrışmaz, birikir.
Bu eğitimde duygular görünür hale geliyor.
Katılımcılar stresle başa çıkmayı, duyguyu bastırmak yerine dönüştürmeyi öğreniyor.
Spoiler: seans sonunda gözleri dolan en az iki kişi oluyor.
Empati Eğitimi
Empati; poster değil, pozisyon değiştirme işidir.
Bu eğitimde roller değişiyor, ifadeler yerini bedene bırakıyor.
Bir yöneticinin “beni hiç dinlemiyorlar” dediği an, çalışan tarafından canlandırılıyor.
İzleyen herkes susuyor. Çünkü o sahnede kimse rol yapmıyor, herkes kendine bakıyor.
Takım Olma Eğitimi
İyi bir ekip, birbirini anlayan değil; birbirine alan açanlardan oluşur.
Bu atölyede “biz” olmanın yolları bulunuyor.
Önce dağılmak serbest. Sonra birlikte toparlanmak şart.
Ve genellikle dağılınca kurulan ekipler, eskisinden daha sağlam oluyor.
Ekipte Kalmak İsteyen İnsanlar Yetiştirmek Bir Eğitimle Başlar
Turn-over oranını düşürmek rakamlarla değil, insanla çözülür.
Oyunlaştırılmış eğitimler, çalışanların sadece işi değil, kendi yerlerini de keşfettiği sahici bir alan yaratır.
İnsanlar orada önce güler, sonra duygulanır, sonra kalmak ister.
Positive Mood Institute olarak sahneyi kurduk.
Sıra sizde:
İsterseniz bir oyunla başlar, yıllarca sürecek ekip bağlılığıyla bitiririz.

